26 Ağustos 2010 Perşembe



Bu sene ciddi şekilde gireceğim bir kaç sınav dolayısıyla, 
buralar kilitli kalacak bir süre..
Bu süre zarfında şampiyon olmuş bir Fenerbahce'yi yazmak dileğiyle,
Hoşça kalın..


10 Ağustos 2010 Salı

CARLING CUP'dan Seçmeler


Tek maç üzerinden oynanan kupada;
Beraberlik halinde 15'er dakikalık iki uzatma devresi oynanıyor, beraberlik devam ederse penaltı atışları yapılıyor.


Walsall - Tranmare
  İki takımında klasik özelliği organize bir atak yapamamalarının yanında defansif bir oyun anlayışına sahip olmaları. Mücadeleleri ile bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Maçı takip edenlerden okuduğum kadarıyla lig maçlarında da böyle oynamışlar. Lig maçında öyle oyun varsa tek maç eleminasyonlu bir kupada daha kontrollü bir oyun oynanacaktır.
  Tranmare'de geçen senenin en golcü ismi Ian Moore takımdan ayrılmak istediğini açıkladığı için bugün büyük olasılıkla forma giyemeyecek fakat yine de maç saatine kadar ne olur bilinmez. Walsall'da eksik yok.
  Orta saha mücadelesi şeklinde bir maç bekliyorum. 3 golün olma olasılığı gerçekten çok düşük.
Tahmin: 2.5 gol altı


Carlisle - Huddersfield
  Ligin açılış maçında verdiğim tahminlerde Carlisle'nin iyi bir kadro kurduğunu belirtmiştim. Brentford önünde 2-0 lık bir galibiyet aldılar. Ben o maça ligin ilk maçı olduğundan riski azaltmak için Carlisle kaybetmez tercihini önermiştim ama gördük ki Carlisle için risk alınabilir. Bu maçtan önce de eksikleri bulunmuyor.
  Huddersfield bu senenin şampiyonluk adaylarından İngiltere-1'de. Geçen sene evinde oynadığı müthiş futbolla tanıyoruz Huddersfield'i. Bu seneye de iyi başladılar, deplasmanda N.County'i 3-0'la geçtiler ligin açılış maçında. Kadro kaliteleri, Carlisle'den üstün durumda.
  İki takımda hücum futbolu oynayacaktır, maçta 3 gol olma olasılığını arttırıyor bu, ana tercihim ise Huddersfield'in kaybetmemesi.
Tahmin: Huddersfield kaybetmez


Aldershot - Watford
  Aldershot İngiltere 2 takımı. Klasik orta sralara oynayan defansif kimlikli bir takım. Bu defansif kimliğe sanmayın ki çok iyi oldukları için bürünüyorlar, aksine yapabildikleri tek şey o. Ofansif yönleri düşük. Bu maçta Galler U21'de olan defans oyuncuları forma giyemeyecek. Bu da dezavantaj durumu yaratıyor.
  Championship takımı Watford. Oynadıkları ligleri saymazsak aralarında 1 lig farkı var. Watford Championship açılış maçında Norwich'i deplasmanda 3-2 ile geçti. Kadro yapıları itibariyle ciddi farklar var. Watford'da eksik oyuncu bulunmuyor.
  Özellikle oran itibariyle kaçırılmaması gereken bir karşılaşma.
Tahmin: Watford kazanır


Northampton - Brighton
  Northampton İngiltere 2 takımı. Sezona Akinfenwa gibi bir adamını satarak başladı. 36 maçta 17 gol 10 asisit yapan Akinfenwa Northampton'ın hücum anlamında herşeyiydi. Zaten ligin ilk maçında Torquay'a 3-0 yenilerek bunu gösterdiler.
  Brighton'dan daha önce bahsetmiştim. Lig 1'de mücadele ediyorlar. Hatırlayacağınız gibi defansa aldıkları Greer ve kaleye aldıkları Casper Alkergren çok önemli isimler. İlk maçta Swindon'ı forvetleri Murray olmadan geçmişlerdi. Kadro olarak farklar var arada. Bu maçta Greer ve Murray oynamayacak.
  Akinfenwa olmadan Northampton kolay kolay maç kazanamaz. Bu maça 2.5 altı tercihi de yapılabilir fakat ben Greer'in olmamasından dolayı bir kaza golu atabilir Northampton diye düşünüyorum. Risksiz bir seçimle Brighton kaybetmez diyorum.
Tahmin: Brighton kaybetmez


Plymouth - Notts County
  Plymouth için belkide tek sorun maçı ne kadar ciddiye alacakları. Ligin açılış maçında Southampton gibi orta sahayı çok iyi kullanan bir takımı deplasmanda 1-0 ile geçtiler. Notts, Southampton kadar dahi etkili olamayacaktır. Bu da maçın Plymouth tarafına kaymasına neden olur.
  Notts ligin ilk maçında Huddersfield ile yaptı, hiç bir varlık gösteremedi rakibi karşısında ve 3-0 gibi bir skorla kaybetti. Maç öncesi eksik oyuncuları bulunmuyor.
  Plymouth galibiyeti temiz bir tercih olarak görülüyor fakat ben rehaveti de yanıma alıyorum.
Tahmin: Plymouth kaybetmez



Bunlar dışında Milwall ve Ipswich de güvendiğim takımlar arasında yer alıyor.
Sürprizi ise Cheltenham'dan bekliyorum.




10 Ağustos 2010

Aston Villa'dan Giden Bir İnanç Abidesi: MARTIN O'NEILL

  EPL'in ilk 3 teknik adamı listeme kolayca girebilecek bir hırs ve inanç abidesi bugün Aston Villa'daki görevinden istifa etti. Burada hayatını uzun uzadıya ele almayacağım ama, O'Neill hakkında bir kaç anekdot yazmak istiyorum. 
Ve 
Martin O'Neill otobiyografisini yazsa, futbol literatürüne Bestseller olarak girebilecek bir kitap olurdu..



   Celtic'in teknik direktörüyken, savunmacı Alan Stubbs’a göre Martin O’Neill;
O’Neill, o kadar güzel konuşur ki her savunmacı kendisini Maldini,
her forvet Ronaldo sanmaya başlar.
Asla sesini yükseltmez, ama bir nehrin akışını andıran sesiyle her maçın oynayacağımız son maç olduğunu hissettirir. 
Böylece de her oyuncundan alabileceği en yüksek verimi sahaya yansıtmayı başarır.


   Felsefesini özetlerken;
Clough’la geçirdiğim 6 yıldan sonra iyi bir teknik direktör olmamam imkansızdı.
Ondan öğrendiğim en önemli şey kendim gibi olmak,
asla kim olduğumu nereden geldiğimi unutmamak oldu
.
O yüzden futbolculuğa olduğu gibi teknik adamlığa da en alttan başladım.
* Clough, O'Neill'ın N.Forest'ın altın çağını yaşadığı zamanlarda t.direktörüydü.


   Bir kriminoloji tutkunu olan O'Neill olaylara bu açıdan bakıyordu;
Rakip savunmanın zaafları, elinizdeki hücum silahları ve o hücum silahlarını kullanacağınız zaman dilimi… 
Bunların hepsi de kusursuz bir cinayetin sırları gibi… 
Dallas’a gidip Kennedy suikastını incelediğimde, tüm bunları daha iyi anlamıştım. 
Kennedy’yi öldüren Oswald’ın öldürülmesi, tıpkı Mourinho’nun Chelsea’ye oynattığı oyun gibi. 
Ben o oyunun tuzağına 2003 UEFA Finali’nde düşmüştüm. 
Biz onları yakalamaya çalışıp onlara yaklaştıkça aslında onların bizi öldürecek silahına yaklaşıyorduk. 
Hayatımın en büyük üzüntüsü o finali kaybetmiş olmamızdır.


   İnsan kaynakları ve koçluk alanında uzman olan Steve Crabb'a,
   bir konferansından önce 
t
arihte ideal koç modeliniz kim? diye sormuşlar;
Celtic Futbol Takımı’nın yakın zamana kadar yöneticiliğini yapan Martin O’Neill bence iyi bir koç modeli. Sıradan oyunculara inanç aşılayarak onları dünya standartlarında oyuncular haline getirdi. Bunu da hiç bağırmadan, kabadayılık taslamadan yaptı. Güven telkin eden sessiz bir otorite. Bu özellikler onu mükemmel bir lider mi yoksa mükemmel bir koç mu yapar emin değilim, belki her ikisi de. Tarihe bakarsak eğer, Napoleon Bonaparte’ı da örnek verebilirim. 


Capello'dan önce teklif edilen İngiltere Milli takım patronluğu görevini reddeden,
Premier League'in sembollerinden bir Kuzey İrlandalı: MARTIN O'NEILL
Kim bilir belki gelecek duraklardan birisi Kırmızı Şeytanlar olur.
O bunu fazlasıyla hak ediyor!


9 Ağustos 2010

7 Ağustos 2010 Cumartesi

İngiltere Alt Ligleri Başlıyor!



Bahisseverler için öğlen sıcağını serinliğe dönüştüren ligler nihayet başlıyor. Bugünün maçlarından bir kaç tahmin paylaşmak istiyorum.


 İNGİLTERE LİG - 1

Swindon - Brighton
  Swindon en iyi defans oyuncusu olan Greer'ı, bugün karşılaşacağı Brighton'a gönderdi. Geçen sene play-off finalinde Milwall'a 1-0 kaybetmişler ve Championship'e çıkamamışlardı. Bu sene de play-off oynayacak yerde bitireceğini düşünüyorum ben Swindon'ı..
   Geçen sene ligi orta sıralarda bitirmişti Brighton. Forvet konusunda sıkıntıları vardı ve bu maçta da en önemli forvetleri Murray cezalı. Yeni bir kaleci alan Brighton, Swindon'dan gelen Greer ile defansta harika işler yapabilecek takım. Ama aynı olay ofans için geçerli değil.
  Brighton zor gol yer bu karşılaşma da, gol yolllarında da sıkıntı yaşayacakları belli..
Tahmin: 2.5 gol altı


Carlisle - Brentford
  Carlisle kendini, gecen sene bizlere evinde oynadığı iyi futbolla tanıtmıştı. Tek sorunları belkide gol bulmaktı. Transfer döneminde Tranmare'nin önemli ismi Craig Curran'ı aldılar, orta sahaya. Forvete Bekçika'dan Zoko alınırken, kaleye de Chelsea'den Taylor kiralandı. En çok forma giyen oyunculardan olan Keogh ise takımdna ayrıldı. Maç öncesi Carlisle'de eksik yok. Gerçekten gerekli yerlere transferler yapan Carlisle yine bizler eo güzel futbolunu izlettirecektir.
  Brentford'da gecen senenin etkili ismi(15 gol) McDonald bu maçta forma giyemeyecek. Hazırlık dönemine baktığımızda Fulham'a 5-0 kaybeden bir Brentford görüyoruz. Bunun dışında transfer döneminde Milton'dan McCracken'ı kadrolarına kattılar.
  Brentford henüz tam kadrosu ile bu maça çıkamayacak. Carlisle'nin kadrosu Brighton'a göre gerçekten üstün. Ligin ilk maçı olduğundan pek riske girmeden Carlisle kaybetmez alınabilir.
Tahmin: Carlisle kaybetmez


İNGİLTERE CHAMPIONSHIP

Reading - Scunthorpe
  Durun durun hemen sövmeyin Reading'e.. Bilmeyenler için geçen sene Reading herkesin kasasını boşalttı diyebiliriz. Ligin ilk yarısında o kadar kötü maçlar çıkardılar ki, bu takımın burada ne işi var denilecek türdendi. Ama 2010 yılı ile Reading'in oyunu bir anda tersine döndü, mükemmel oynadıkları maçları kazanmasını da bildiler. Ama insanlar o berbat futbolunu gördükleri Reading' güvenip tekrar bahis almışmıdır bilemem, ben almıştım. Bu sene de kaldıkları yerden devam edeceklerini düşünüyorum.
  Hooper gibi önemli bir adamını kaybeder de yerini dolduramazsan, bu ligde fazla barınamazsın. Evet Scunthorpe'den bahsediyorum. Bu sene eksik yerlere takviye yapamadılar. Böyle giderse fazla kalamazlar bu ligde. 
  Reading af dileme maçına çıkıyor, ben güveniyorum bu takıma. Özellikle de Scunthorpe gibi bir takım karşısında..
Tahmin: Reading kazanır


Bunların dışında Lig-1'den Sheffield Wednesday güvenilir bir tercih. 40.000 kişilik stadlarında açıyorlar ligi. Lig-1'in en büyük stadı. Yaptıkları yeni transferler ile bu sene ilk 3 de yer alacaklarını düşünüyorum. Bu maçı da kazanırlar.


7 Ağustos 2010


6 Ağustos 2010 Cuma

Tedarikli arkadaşlara gelsin, Umut Sarıkaya'dan..

Fenerbahce 0 - 1 Young Boys

Blogun işleyiş formatında maç sonu, maç yazısı yazmayı belirlemiştim ama çarşamba günkü maçtan sonra yazılacak bir maç sonu yazısı ya da değerlendirmesi ne içten geldi ne de değerlendirilecek bir futbol vardı. Sadece izledim ortalığı neler dönüyor diye..

Bu takımın teknik - taktik eleştirisini kimse yapmaya kalkmasın, ben de yapmayacağım. Ta ki bu takım ideal 11'i ile sahaya çıkana kadar. İdeal 11'den kasıt yeni transferler değil, eldeki mevcut kadroyla ideal 11'in sahaya çıkartılması. Bu kertede Fenerbahce hangi taktikle oynamalı, ne yapılmalı gibi konulara girmek mantıksız olur. Zira transfer döneminin henüz bitmemesi, takımdan kimin gideceği - kimin geleceği belli değil. Her şey yerine oturduktan sonra bir takım değerlendirmesi yapılabilir ki zaten bunu ben de burada yapacağım. 


Yarım saat sonra kura çekimi başlayacak, Motherwell'in geleceğini düşünüyorum. Trabzon'un rakiplerine baktığımızda gerçekten işi zor, Galatasaray ve Beşiktaş'a göre. Hava çok sıcak İstanbul'da, aklınız varsa evinizde oturun, soğuk bir şeyler alıp yayılın kitle iletişim araçlarının başına..



4 Ağustos 2010 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi'nde Günün Maçları


  
  FC Copenhagen - BATE Borisov
   BATE eşleşmenin favorisi olarak çıktığı ilk maçtan 0-0 lık sonuçla ayrıldı. Maçın ikinci yarısında Bate'nin verilmeyen bir penaltısı belki turu zora sokacak ama Copenhagen'ın gerçekten elle tutulur bir tarafı yok hücum yönünden. Bu nedenle bu eşleşmeden Bate çıkacaktır. Maça gelirsek, ilk maçtaki gibi bir oyun olursa eğer taraf bahsi gibi risklere girmeden gol bahislerine yönelmekte fayda var. Bate'nin bir Juventus eşleşmesi vardı yine Şampiyonlar Ligi'nde 08-09 sezonu. Juve deplasmanda 2-2, evinde 0-0 lık sonuçlarla elemişti. Bu maçlarda Bate'nin futbolu görülmeye değerdi. Aynı Bate bu sene de sahnede. İlk maçta 2-3 pozisyon verdiler Copenhagen'a, üstelik sürekli atak futbolu oynayarak kontra dahi zor yediler.
   Dediğim gibi Copenhagen'ın savunması var sadece, her takımın yapabildiği gibi. Maç Copenhagen'ın ne zaman açılacağına bağlı şekilde oynanır, Cope'nin gol atacağını düşünmüyorum, Bate'de 3 gol atamaz. İlk maçın 0-0 olması iki takımın da saldırgan başlamayacağının nedenidir.
Tahmin: 2.5 gol altı
  
  
Salzburg - Onomia
   Geçen sene Avrupa Ligi'nde beğenerek izlediğimiz bir Salzburg vardı. Bu oyunu ilk maça yansıtamasalar da daha yeni başlayan sezon buna mazeret olarak gösterilebilir. Ligleri henüz başladı ve 2 maç oynadılar, üzerine bu maça çıktılar ve belki futbol olarak o geçen sene izlediğimiz Salzburg gibi oynamasalar da, 1-1 lik skor ile avantajlı duruma geçtiler.
   Onomia Kıbrıs Rum Kesimi takımı olarak katıldı buraya. Hem kendi ligini, hem de daha sonra oluşan 4 lü şampiyonluk grubunu lider bitirdi. Kalesinde tanıdık isim Jevric var.(eski Ankarasporlu). İlk maçtaki golü de Jevric'ın hatasıyla yedi Onomia, attığı gol ise son dakikalarda penaltıdan Lua Lua ile geldi.
   İki takımı güç olarak kıyasladığımızda Salzburg ağır basıyor. İlk maçtaki futbolun daha iyisini oynamasını beklediğim Salzburg seyircisi önünde, turu geçmesi için gole ihtiyacı olan Onomia'yı açıkta yakalayıp işini bitirir.
Tahmin: Salzburg kazanır 
  
  
Dinamo Zagrep - Sheriff Tiraspol
   Hafife aldı rakibini Dinamo, bu nedenle gol atması şaşkınlık yaratabilecek takım olan Sheriff'in ilk maçtaki hanesinde 1 gol yazıyor. Evet şaşkınlık yaratır çünkü Sheriff defansif oyun anlayışından taviz vermeyen bir takım. Dinamo'nu 3. dakikada attığı golün üstlerine çöken rahatlığı ve vurdumduymazlığı Sheriff'in 35'de attığı golle son buldu. İkinci yarıda kırmızı kart göre Dinamo için işler iyiye gitmiyordu ama yinede 1-1 lik sonuçla dönmeyi başardılar, eğer karşılarında ofansif olarak biraz daha iyi bir takım olsa, asla böyle bir sonuç çıkmazdı. 
   Hırvatistan'da oynanacak maçta golü atması gereken taraf Sherif, zira 0-0 ın yaradığı bir Dinamo var karşıda. Böylece Sheriff'in o defansif futbolu gidip, yerine hücum yapması gereken bir takım gelince tam da Dinamo'nun istediği ortam oluşacak. Sheriff'in tur şansı yok denecek kadar azdan ziyade yok demeyi tercih ediyorum, çünkü Dinamo'ya bu maç oldukça güveniyorum. Evlerinde olmaları ve üzerlerine gelmek zorunda olan bir Sheriff takımını aşacaklardır.
Tahmin: Dinamo Zagrep kazanır
  
  
  
Bunların dışında;
Ajax'ın Yunanistan'dan galibiyet ile dönmesi üzerine verilen oran çok cazip, değerlendirilmeli. En azından kaybetmeyeceği, çifte şans veya DNB ile denenmeli.
Celtic belki turu geçemeyecek ama 3-0 lık hezimeti İskoçya'da unutturacak bir sonuç alacaktır. 
Zenit - Unirea maçından 3 golün çıkmayacağını düşünüyorum. Bunun için temel sebeblerimden birisi ilk maçın 0-0 bitmesiyle iki takımın da kontrollü oynayacak olması ve  Unirea'nın savunmasının çok iyi olmasıdır. 2.5 gol altı denenebilir.
  
Üstünde durmadım ama Fenerbahce de günün risksiz maçları arasında. Oran itibariyle pek tatmin etmese de alınması gereken bir maç.
  
  
  
4 Ağustos 2010

Aykut Hoca'nın Basın Toplantısından Yansıyanlar



Çok hata yapılan defans hattıyla başlarsak;
  
  "Lugano’nun sakatlığının ötesinde, esas problem geç gelmesi. Sağlam da olsaydı, geç geldiği için randımanlı oynaması mümkün görünmüyordu. Sakatlığı, tuzu biberi oldu. Oyunculardan ziyade takım savunması iyi değildi. Bunu tamir etmeliyiz, yarın ve ilerleyen maçlarda. Bu durum kapasitesi ve forma tecrübesi yüksek oyuncuların aramıza katılmasıyla düzelecektir. Sakatlığından ötürü Lugano’nun futbol hayatının tehlikeye girdiğini söylemek hayalcilikten de öte çok iddialı bir söz olur. Lugano hakkındaki tahminimiz ve beklentimiz, ilk lig maçı veya turu geçersek bundan sonraki Şampiyonlar Ligi maçına yetişeceği yönünde. Sakatlık durumunun sizin söylediğiniz kadar olduğunu tahmin etmiyoruz.''
  
  Bilica gibi her an ne yapacağı belli olmayan ama kapandığımızda gerçekten yararlı olan birinin, maçın gidişatına göre yedek kulübesinden oyuna dahil olması gerekmektedir. Ama şu şartlarda yabancı bir stoper alınacağını düşünmüyorum, belki sürpriz isimler gönderilir kontenjan açılırsa alınabilir. Bilica 6 yabancı sınırına takılmadıkca Lugano'nun yanında olacaktır. Zaten Aykut Hoca da kişilerden çok takım savunmasına yöneleceklerini, öncelikle bunu düzelteceklerini belirtmiş. 
  Sağda Gökhan yerini aldı mı YB maçındaki gibi bol hatalı bir defans beklemiyorum ben bundan sonra. ''GG - Tota - Bilica - Andre'' bu seneki savunma hattı büyük ihtimalle bu isimlerden oluşacak. Bilica yerine yabancı kuralına göre Bekir ya da İlhan ile rotasyon yapılacaktır. Lugano'nun sakatlık durumuyla da ilgili birinci ağızdan alınan bilgi yüreklere su serpmiştir herhalde.
  
  
Transfer konusunda;

''Camiada böyle bir sıkıntı çok net gözüküyor. Bu konuda basının da beklentisi var. Basının da beklentisiyle büyük bir sıkıntı varmış gibi görülüyor. Benim de beklentim var ama yazıldığı çizildiği gibi değil. Benim beklentim tanıdığım ve performansını şekillendirebildiğim oyuncuların takıma katılması yönünde. Forvet arayışı ve transferi bu işin kaymağı olacak ama; Özer, Mehmet Topuz, Gökhan Gönül, Lugano ve Uğur Boral gibi oyuncuların takıma katılması da en az yabancı forvet arayışı kadar önemli.''

''Transfer 1 Eylül’e kadar olacaktır. Buna son transfer demek yanlış olur. Hem Fenerbahçe hem de diğer takımlar için bunu söylemek yanlış olur. İhtiyaç olursa başka oyuncu da düşünürüz.''
  
  Bu sene transferlerde Aykut Hoca'nın parmağı olduğu açık ve net görünüyor. Ve kesinlikle taraftardaki sabırsızlık gibi bir duruma düşmeden, istenen oyuncuya odaklanıyor. Red edilse bile 'aman şimdi ne olacak, bu taraftar ne der?' korkusuyla Brezilya pazarına sarılmıyor kimse ya da üç beş menajerin kakalamaya çalıştığı oyunculara kulak asılmıyor. İstenilen takım ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Yaratılmaya çalışılan bu hızlı takım kesinlikle Aykut Hoca'nın eseridir. Bu eserin alınacak -Fenerbahce'ye yakışan- bir forvetle tamamlanması da an meselesi artık, biraz daha sabır..
  İyileşecek oyuncular ile hiç olmayan orta saha alternatifleri de yerlerine yerleşecektir. İşte o zaman takımın ne oynayacağı hakkında daha çok bilgi sahibi olacağız.
  
  
Guiza hakkında;

''Guiza düzeldi. Onun hakkındaki tasarruf bilinen tasarruf. Ayrılma veya kalma yolunda bir şey çıkmazsa, Guiza’dan faydalanmaya bakacağız. Bu konuyu 2-3 gün sonra düşünmeye başlayacağız. Guiza problemini Perşembe veya Cuma gününden itibaren düşüneceğiz.''
 
  
  Bence Aykut Hoca Guiza'yı kadroda düşünmüyor. Büyük ihtimalle satılamasa bile kiralanacağını düşünüyorum, belki değer kazanıp satılabilmesi için. Zira Guiza eğer kalırsa zor olan satış durumu imkansız hale gelecektir. Şu günlerde Rubin Kazan'ın istediği dedikoduları var. 7 milyon gibi bir rakama çıkabiliyorlar. Bu ortamda, Guiza'ya Ruslardan başkası bu fiyatlardan talip olmaz zaten.


Young Boys maçı;
  
  'Young Boys maçının en büyük kriteri; bu takımımız Şampiyonlar Ligi’nde yer almak istiyor. Bu maç, bizim Şampiyonlar Ligi’ne yükselmemiz için bir araç olacak. Fenerbahçe’nin Young Boys’u nasıl eleyeceğini düşünüyoruz ve tüm konsantrasyonumuz bu yönde.''
  
  İlk maçın akıl almaz defans hataları, rakibin beceriksizliğiyle birleşince farkı zor atlamıştık. Bu futbolun aynısı Kadıköy'deki ilk maçta da sergilenirse eğer, üstüne de eleneceğimiz bir maç olursa sonuç çok ama çok kötü olur. Taraftar o kadar dolu ki, boşalmak için en ufak bir su damlası yeter de artar. Bu nedenle Ts maçından sonra ilk kez çıkılacak bir Saracoğlu arenası ve burada alınacak -harika futbol ile- galibiyete herkesin ihtiyacı var. Bu takım bunu yapacak güce sahip, her ne kadar tam kadro olmasa da..
  
  
Maç kadrosu;
  
  ''Kadroyla ilgili çok açık bir bilgi vermeyim ama Gökhan gönül 1 haftadır idmana çıkıyor, uzun bir dönemden sonra ürkekliğinin olması normal. Burada karar, Gönül’ün kendini ne kadar hazır hissettiğiyle ilgili. Gönül önemli bir oyuncu.Dia ise bir aksilik olmazsa yarın sahada olacak. Maça 24 saatten fazla bir süre var ama bugün için Dia’nın kadroda olduğunu söyleyebilirim.'' 
  
  Gökhan bence oynamak isteyecektir ve sağdaki yerini Önder'den alacaktır. Böylece defans biraz daha toparlanacaktır.
Volkan - Gökhan - Bilica - Bekir - Andre - Baroni - Emre - Stoch - Alex - Gökhan
Bu kadro ile çıkılacağını düşünüyorum eldeki imkanlarla, tek fark Önder - Gökhan, Kazım - Dia
  Stoch ve Dia ilk kez Saracoğluna, Dia ayrıca ilk kez sahaya çıkacak. İkisi de geleceğimizin teminatı olabilecek kapasiteye sahip isimler. Sakatlık sorunu yaşamamalarını diliyorum.
  
  
  Toplantının Emre ile yapılması da ayrı bir manidardı. Medya bu sene çok erken başladı Emre'ye yüklenmeye. Aykut Hoca kolay kolay yedirmeyecektir Emre'yi. Bizim de Emre'ye sahip çıkmamız lazım. O bu takımın ateşleyicisi olacak bu sene!
  
  
  
  3 Ağustos 2010
  
  Emre ÖZTÜRK

2 Ağustos 2010 Pazartesi

BURALAR ÖNCELERİ YEŞİLLİKTİ HEP!





Neredeyse 1 sene olmuş yazmayalı buraya. Artık bir uçtan tutup kaldıralım sayfayı.
Bir kaç üflemeyle geçecek gibi bir toz değil bu ama, deneyelim en azından.
Canlan artık blog, hem bak Stoch da geldi..